Yunanistan Venizelos’un liderliğinde İtilaf Devletleri safında Birinci Dünya Savaşı’na katılmış ve kendisine İngiltere tarafından Batı Anadolu toprakları vaad edilmişti. Savaş sonunda Osmanlı Devleti’nin de içinde bulunduğu İttifak Devletleri’nin mağlup olması Yunanistan’a bu tarihi emellerini gerçekleştirme fırsatını verdi. Venizelos Paris’teki barış konferansında İzmir, Ayvalık ve bölgesinin Yunanistan’a verileceğinden emindi. İngiltere’ye güvenen
Yunanistan’ın Batı Anadolu’da asker çıkarabileceği iki merkez vardı. Bunlardan biri İzmir, diğeri de Rum nüfusunun çoğunlukta olduğu Ayvalık’tı.
Ayvalık, Anadolu’nun Ege sahilindeki yerleşim yerlerinin İzmir’den sonra en büyük ve mamur olanıydı. Şehir ve köylerinde 1900 yılında 21.510 Rum yaşıyordu. Şehrin 1903 yılındaki toplam nüfusunun 23.309 olduğu düşünülürse
bu tarihte Rumların % 90 gibi büyük bir oranı teşkil ettiği görülür.1914 yılında Ayvalık’ta 31.445 Rum,454 Türk bulunmakta idi. Ayvalık bunun yanında ithalat ve ihracatın yapıldığı bir de limana sahipti.
Ayvalık bu özelliklerinden dolayı Yunanistan’ın, Anadolu’nun Ege kıyılarındaki cazibe alanlarından biri idi. Yunanistan burasını kendisine bir çıkış noktası olarak almış ve bölge Rumlarını her zaman kışkırtmıştı. Bu kışkırtma eylemi
Birinci Dünya Savaşı’ndan önce başlamış ve İngilizler de bu eyleme katılmıştı.Bu propagandalar sonunda, Birinci Dünya Savaşı başlar başlamaz Rumlar Osmanlı ordusuna karşı casusluk eyleminde bulunarak teşkilatlandılar. Bu
faaliyetler bölgede karışıklıkların çıkmasına sebep oldu. Çıkan karışıklıklardan dolayı bölge Rumları da tehcire tâbi tutuldular.
Fakat, Osmanlı Hükümeti Ayvalık’a gönderdiği telgraflarda Rumlara kesinlikle kötü muamelede bulunulmamasını emrediyordu. Ayvalık’ta tehcir farklı tarihlerde uygulandı. 1917 yılında Osmanlı Hükümeti Ayvalık Rumlarının Balıkesir, İzmir ve Bursa’ya dağıtılmasına karar verdi. Bunların malları muhafaza altına alınacaktı. Tehcir edilen Rumların dışında büyük bir kısmı da, Ayvalık karşısındaki adalara özellikle
Midilli’ye kaçmışlardı. Bütün tedbirlere rağmen meydana gelen olaylar savaş sonunda propaganda vasıtası olarak Yunanlılar tarafından kullanılacaktı.
Mütareke Dönemi bütün Anadolu için olduğu kadar Ayvalık ve çevresi için de karışıklıkların, çete olaylarının cereyan ettiği bir bölge olmuştur. Özellikle Rum eşkıyalar köyleri basıyorlar ve Türkleri tamamen imha edeceklerini söylüyorlardı.Bu çete olayları sonunda Batı Anadolu’nun Rum nüfus oranı göz ardı edilmeyecek oranda artmıştı. Çetecilik eylemleri sahil güvenliğini oradan kaldırıyor ve .denizden gelen Rumlar karışıklıktan dolayı saklanabiliyorlardı. 1920 yılına kadar Ayvalık Körfezi mıntıkasında 120.000 kadar Rum nüfus toplanmıştı.
Batı Anadolu’nun bu karışık durumuna Yunanistan’ın da katkısı oluyordu.Venizelos Batı Anadolu ve bütün karesi livası ile Bursa’nın Yunanistan’a ait olduğu propagandasını yapıyor ve bunu gerçekleştirmek için her yola
başvuruyordu.
Bu yollardan biri Batı Anadolu şehirlerine Salib-i Ahmer kisvesi altında sokulmaktı. 17 Şubat 1919’da Ayvalık’a bir Yunan torpidosu içerisinde kızıl haç kurulu getirildi. Heyeti Rum halkı coşku ile karşıladı, “Zito Yunanistan,
Zito Venizelos” naraları atıldı. Müslümanların fesleri yırtılarak onlara hakaret edildi. Çeşitli yerlere Yunan bayrakları asılmıştı. Ayvalık’ın hiçbir sıhhi heyete ihtiyacı yoktu, bu heyet siyasi bir emel için gelmişti.
Heyet, Müslümanların evlerinin boşaltılmasını ve yerlerine Rumların yerleştirilmesini istedi. İsteklerini yapabilmek için Ayvalık halkından yirmi silahlı muhafız temin etmişlerdi.
İlaçlarla birlikte sandıklar içinde silahlar getirilmişti, ayrıca cephane ve çeşitli askeri malzeme de şehre sokulmuştu. İzmir ve Ayvalık’ta açılan Yunan Kızılhaç hastaneleri birer teşkilat merkezi haline getirilmişti. 19 Şubat 1919’da Ayvalık’ta Rumlar gösteri yaptılar, hapishaneyi basarak 60 Rum tutukluyu serbest bıraktılar. Hükümet hapishanelerin boşaltılmasına ve asayişin bozulmasına karşı, jandarma sayısının arttırılması ve yeni tedbirlerin alınması ile çözüm
arıyordu.Ayvalık ve çevresinde Rumlar her şeye karışma yetkisini kendilerinde görüyorlar, her türlü cinayeti ve katliamı yapmaktan çekinmiyorlardı.Ayvalık Kaymakamı Osman Nuri Bey acz içerisindeydi ve Yunanlılarla birlikte
çalışıyordu.
Kaynak:http://www.atam.gov.tr