Ayvalık ilçesinde çekimleri gerçekleştirilen “Yüzlerle Konuşmak” adlı belgeselin ilk gösterimi, 8 şubat tarihinde gerçekleştirildi.
Yüzlerle Konuşmak belgeselinde, Ayvalık‘ta yaşayan 55 kişi ile görüşülerek bazı sorulara cevaplar arandı.
1980 yılında, daha kurgusal film çekmeye başlamamış olan Krzysztof Kieslowski, Varşova kentinde insanlara 2 soru sorar: ‘Sen kimsin?’ ve ‘Ne istiyorsun?’
Balıkesir’de, 2018 yılında bu sorular nasıl sorulmalıydı? Kime sorulmalıydı? Bizim coğrafyamız Polonya’ya göre nasıl bir gerçeklikteydi? Ölçek meselemiz nerelere uzanacaktı? Nitelik aradığımız neden bir gerçekti, peki kinogözler hayata sorularla nasıl müdahale etmeliydi? Olduğu gibi hayat olmadı. Sen kimsin dediğimizde ‘Ahmetin oğlu Mehmet’ dendi. ‘Kendini nasıl tanınmlarsın?’a adım attık, biraz daha tatmin etti.
Kamera-güven ilişkisi nasıl kurulacaktı peki? ‘Bir daha iki soruyu beraber cevaplar mısınız?’ demek etik bir soru muydu? E zaten cevap verilmemiş miydi? Estetik değer miydi bizi korkutan, yoksa niteliğin bizim gözlerimize yetmemesi mi? Bilgisizliği çekersek kötü bir araştırma mı olacaktı yani?
Kamerayı gören kaçıyordu. Nerde yayınlanacak, meşhur mu olacağız, yok ben istemem, gülüşmeler ve bizde sinir harpleri… Peki biz bunu kurguluyorsak eğer, hatta montajı çekerken tamamlıyorsak eğer, biz bu soruları kime soracaktık? Kieslowski kimleri seçmişti, bu hayatı sakatlama eğilimi miydi, yoksa biz gözümüze sadık kalıp kendi yolumuzu mu takip etmeliydik?