Zeytincilik
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nda hazırlanan ve tartışmalı görüşmelerin ardından ilgili komisyondan geçirilen zeytinliklerle ilgili yasa tasarısının önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulunda oylanması bekleniyor.
Ancak zeytinliklerde sanayi, enerji ve madencilik yatırımlarına izin veren düzenleme yasalaşırsa Türkiye’nin 100 milyon zeytin ağacı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak.
Zeytin üreticilerinin görüşü alınmadan hazırlandığı kaydedilen tasarının komisyon görüşmelerinde de üreticilere söz verilmedi. Üreticiler, önümüzdeki hafta Meclis Genel Kurulu’nda oylanması beklenen düzenlemenin geri çekilmesini talep ediyor. Tasarıyla ilgili görüşüne başvurduğumuz zeytin üreticileri kırgın ve öfkeli.
Türkiye’nin en önemli zeytincilik merkezlerinden biri olan Balıkesir Ayvalık’ta dört kuşaktır zeytincilik yapan bir ailenin üyesi olan Yelda Ustalı, büyüklerinin geldiği Midilli adasında yeni doğan kız çocuklarına zeytinlik alındığını ve evlendiğinde o zeytinlikten elde edilen hasadın parasıyla ev ve eşya alındığını belirtti. Ustalı, bu yüzden zeytin ağaçlarına dokunulmasına da izin vermeyeceğini anlatıyor:
“Bu adet günümüze kadar geldi, böyle de gidiyor. Zeytin ağaçlarıma hiç kimse dokunmasın. Çünkü benim için ayrı bir değer taşıyor. Zeytin bizim yaşamımızın bir parçası, yok edilemez.”
Ustalı, mevcut haliyle amaç dışı kullanımlara izin vermeyen zeytinliklerle ilgili mevcut yasal düzenlemenin eskisi gibi kalması gerektiğine işaret ederek, “Bu düzenleme sanayicilerin ve madencilerin yararına oldu. Madenciliğin çevreye olan zararlarını biliyoruz. Zeytin ağaçları kuruyacak, hastalıklar artacak. Biz zeytin ağaçlarımızın kesilmesini istemiyoruz. Kahvaltıda zeytin yerine kömür yemek istemiyoruz. Aile büyüklerimizden devraldığımız, nesilden nesle ulaşan geleneğimiz ve geçim kaynağımız, sevdamız olan zeytinin gelecek nesillere de ulaşmasını istiyoruz” diye konuştu.
‘DÖRDÜNCÜ KUŞAK ZEYTİNCİYİM, ZEYTİN YAŞAMIMIZIN BİR PARÇASI’
Atalarının, Türkiye ve Yunanistan arasındaki nüfus mübadelesi sırasında Midilli Adası’ndan Ayvalık’a yerleştiğini anlatan Ustalı, “Zeytincilik bizde kuşaktan kuşağa aktarılarak gelen bir gelenek. Ben ailede dördüncü kuşak zeytinciyim. Babaannem Midilli’den gelip Ayvalık’a yerleştikten sonra zeytincilik mesleğini sürdürmüş. Zeytincilik bizim ailede tutkudur. Atatürk döneminde soyadı kanunu çıkarıldığında babamın dedesi Midilli’deki zeytinliğin adını kendisine soyadı olarak seçmiş ve böylece ailemizin soyadı ‘Ustalı’ olmuş. Bizim zeytin sevdamız anlatmakla bitmez. Zeytin yaşamımızın bir parçası. Bu yüzden yok edilmesini istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘ZEYTİNCİLİĞİMİZİN GELECEĞE TAŞINMASINI İSTİYORUM’
Aile büyüklerinden devraldığı zeytincilik üretimini geleceğe aktarmak istediğini dile getiren Yelda Ustalı, “Ben büyüklerimden devraldığım bu mirası taşımaktan onur duyuyorum. Bundan sonra da zeytinciliğimizin devletin de desteği ile korunarak, sevgiyle geleceğe taşınmasını istiyorum. Zeytinden aldığımız bu yaşam sevincimiz hiç eksilmez umarım” görüşünü dile getirdi.
‘DOĞAN HER KIZ ÇOCUĞUNA BİR ZEYTİNLİK ALINIYORDU’
Zeytin ağacının kız çocukları için önemine de değinen Ustalı, birçok toplumda kız çocuklarına değer verilmezken aile büyüklerinin geldiği Midilli Adası’ndaki Yera Körfezi’nde doğan her kız çocuğuna bir zeytinlik alındığını belirterek, “Bu zeytinlikte her yıl hasattan elde edilen paralar biriktirilir ve kızlar evlenme çağına geldiğinde bu parayla ev, eşya ve takı alınırmış. Bu adet günümüze kadar geldi, böyle de gidiyor. Kızlara ailesinden gelen zeytinlik, yine aileden kalan antika eşyalar ve takılarla gelecek kuşaklara aktarılıyor. Zeytin ağaçlarıma hiç kimse dokunmasın. Çünkü benim için ayrı bir değer taşıyor” dedi.
kaynak:https://www.evrensel.net